Merhaba arkadaşlar, bu yazım biraz sohbet niteliğinde olacak ama çok uzun tutmayacağım. Fikirlerin Suyunu Sıkmak Mı? Yeni Fikirler Mi? sizce hangisi daha önemlidir? Gelin bu sorular üzerinden konuşalım.
Başlamadan önce Discord sunucuma katılmayı unutmayın. :D
Fikirlerin Suyunu Sıkmak Mı? Yeni Fikirler Mi?
Fikirlerin Suyunu Sıkmak Mı?
Elimizde olan bir fikrin sonuna kadar yani artık içerisinde su kalmayana kadar sıkmak bence yapılması gereken bir şeydir. Benim bakış açıma göre bir fikri kuruyana kadar sıkmazsak yeni bir fikir bulmaya ihtiyaç duymayız. Bir fikrin suyunu sonuna kadar sıkalım ki artık yeni fikirler bulmak için köşeye sıkışmış olalım.
Aslında bir çıkmaz yola girmiş olalım, Yada düz gidemiyor olalım. Biraz uğraşıp önümüzdeki engeli aşmaya çalışalım. Bu noktaya gelmezsek eğer neden yeni fikirler ile uğraşalım değil mi? Sonuçta bildiğimiz yollar, bildiğimiz formüller, bildiğimiz rakamlar olacak. İnsan zihni bilinmeyenleri sevmez ve bilmediği sulara girmek istemez.
Diyelim bu güne kadar hiç kimse, hiç bir şeyi derinlemesine düşünmeden, her şeyi belirli formüller üzerinden çözmeye çalışsaydı… Bu insanlar her şeyi M.S 100-200 gibi yıllarda yapılan yöntemleri kullanmaya devam etselerdi. Örneğin tüm dairesel hareketleri epiçemberler ile çözmeye çalışsalardı…
Belki de yer çekimi kanunu asla keşfedilememiş olacaktı. Gezenlerin uzun dönemdeki yörüngeleri asla doğru hesaplanamayacaktı. Her hata olduğunda bir çember daha eklemeye çalışacaklardı. Her çember daha zor hesaplama ve hesaplama için daha fazla zaman ve enerji ihtiyacı doğuracaktı.
Düşünsenize çemberler ile hesaplanan yörünge de her zaman sapma payı olacaktır. Ancak daire değil elips kullanıldığın da görülen sapma yörüngede başka olayların olduğu fikrini verecektir. Bu sayede Isaac Newton yer çekimini buldu. Eğer elips kullanılmasaydı belki de yer çekimi kuvvetini bilmiyor olacaktık.
Yeni Fikirler Mi?
Tabii biz insanlar bunu yapmıyoruz. Bir fikrin suyunu her zaman sonuna kadar sıkmıyoruz. Bir fikrin sonu iyi olmayacaksa o fikri öldürebiliyoruz, öldürmesekte başka yönden bakabiliyoruz. Altından yanından bakabiliyoruz. Fikrin neden ölmesi gerektiğini anlıyoruz. Belki de ölmemesi gerektiğini…
Belki de fikir eksiktir. Hatalı yönleri vardır. Hatalı fikirleri yeni fikirler ile düzeltebiliriz.
Bir fikrin suyunu sonuna kadar sıkmak bazı durumlarda olması gereken bir şeydir elbet ama her zaman değil. Kepler zamanında “Belki de çember değildir” fikri aklına gelmeseydi. Çember fikrinin suyunu sıkmaya devam etmek yerine, fikirdeki hatayı düzeltmek için yeni bir fikir ortaya atmasaydı belki de ne gezegenlerin yörüngelerini doğru hesaplayabilirdik ne de belki bugün jpeg görüntü formatı olmazdı.
Yazlım üzerinden de örnek verebilirim. Yeni fikirler olmasaydı, belki de şuan biz Assembly dilinde kod yazıyor olurduk. Kimse yeni fikirler geliştirmeseydi hala o ağır dili kullanarak, normalde şuanda dakikalar içinde yapacağımız işlemleri saatlerce uğraşarak yapıyor olabilirdik. Daha az enerji kullanarak daha çok iş yapmak yeni için fikirlere ihtiyacımız var. Bugün çıkan tüm framework’ler, IDE’ler vs hep daha hızlı olmak daha hızlı işler üretmek için çıkıyor. Biz fikirlerimizi daha hızlı ortaya çıkaralım, suyunu daha hızlı sıkalım diye….
Aslında baktığımızda bu iki soruda madalyonun iki yüzü gibi. Asla ayrılamazlar. Bir fikir olacak ki önce onun suyunu sıkmaya başlayacağız. Sonrasında yeni fikirler ile o fikri tamamlayacağız. Burada kilit noktayı da bence Ockham’ın Usturası koyuyor.
Ockham’ın Usturası, bize şunu söyler; “Olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerekir.” ve devam eder… “En basit açıklama, büyük olasılıkla doğru olandır” yani temel olarak Basitlik Yasası’dır.
Epiçemberlerden gidersem, 5698. epiçemberi eklemek yerine daha basit açıklayacak yolları bulmak gerekir. İllaki bir yolu vardır. Eğer bir yolu yok diyorsanız üzerinde yeteri kadar düşünmemişsinizdir demektir. 5699. epiçemberi eklemek ile 32654. epiçemberi eklemek arasında fark yok. Temel olarak artık fikrin, sıkılacak suyu kalmamış demektir. Çıkmaz yoldur. Bu fikri evirip çevirip, altını üstüne getirip, başka açılardan bakmak ver üzerinde derinlemesine düşünmek gerekir.
Yazılımdan gidersem, 500 satır ile yapılan bir işlemin daha az satır ile yapmanın yollarını bulmak gerekir. İllaki bir yolu vardır. Eğer bir yolu yok diyorsanız üzerinde yeteri kadar düşünmemişsinizdir. Bu sektörde çalışan biri olarak 500 satırlık işlemi kafadan en azında üçte bir orasında azaltabileceğimi düşüyorum. (Tabi sıkılacak suyu kaldıysa :D)
Fikirlerin Suyunu Sıkmak Mı Yeni Fikirler Mi yazımda bu kadardı. Umarım kafanızı açan, size bir şeyleri düşündüren bir yazı olmuştur. Diğer yazılarda görüşmek üzere…
Felsefi ve kişisel gelişim konularındaki diğer yazılarım için bağlantıya tıklayabilirsiniz. Discord sunucuma katılmayı unutmayın. :D