İçe Dönük Demek Asosyal Demek Mi? Ya Avantajlı Bir Özellikse? Bunu iyi mi bilebiliriz ki diyenlerdenseniz, o zaman devam edebilirsiniz. Buyrun, içe dönük insanoğluın avantajlı özelliklerini görelim..
Felsefi Şeyler kategorisindeki öteki yazılarım için tıklayın.
İnsanlar, “içe dönük olma” teriminı gerçekten kötü bir şey olarak kabul ediyorlar. Peki hakikaten öyle mi? Eğer öyle düşünüyorsanız bu yazıyı okuduktan sonrasında içe dönük olmayı isteyebilirsiniz. İçe dönük insanoğlu sanılanların aksine hayatta başarısızı olmuş ve şanssız insanlar değillerdir. Aksine dirençlidirler. Hayata karşı benzersiz özellikleri vardır.
“Sanılanın aksine içe dönük insanoğluın sosyal becerileri gelişmemiş değildir. Onlar da sosyalleşmekten zevk alabilir fakat ondan sonra pijamalarını giyip evlerinde huzuru yakalamak isterler. Zamanlarını harcamakta çok titiz davranırlar ve sosyal enerjilerini çoğu zaman yakın arkadaşlarına, meslektaşlarına ve ailelerine adarlar. Mevzuşmaktan çok dinlerler, mevzuşmadan önce düşünürler ve çoğu zaman kendilerini yazarak ifade etmekten hoşlanırlar. Yüzeysel sohbetler yerine derin sohbetleri her süre tercih ederler.”
İçe dönük insanlar kendi kendileri motive edebilirler.
Nası yani ya? Diye düşünüyorsanız… İçe dönük insanoğlu kendilerini motive edebilmek için başka insanlara ihtiyaç duymazlar. Çoğu zaman bir kitap okumak, film seyretmek, birşeyler yazmak yada oyun oynamak motive olabilmeleri için yeterlidir.
Çok iyi gözlem yaparlar.
İçe dönük olmak, kendini olayların haricinde tutmaya çalışmaktır aslına bakarsak. Aslına bakarsak bu istemsiz davranışları onlara vakalara da dışarıdan bakabilmelerini sağlar. Bu sayede biroldukça insanın o anda göremediği şeyleri görebilirler. Bu özellik temel anlamda yaratıcılık ve problem çözme tekniklerini de geliştirir. Bilim adamlarının, müzisyenlerin, mucitlerin bir çoğu içe dönük insanlardır.
Kurdukları arkadaşlıkların temelleri sağlamdır.
İçe dönük insanoğlu, nadiren arkadaşlık kurarlar. Bu vaziyet canlarını sıksa da bazen arkadaş bulma girişimleri olur ama çoğu süre başarısız olurlar. Çünkü kendilerini üzme potansiyeli olan insanlarla ilişki kurmak istemezler. şundan dolayı arkadaş dedikleri insanlar sayılıdır ve sağlamdır.
Çok konuşmazlar, konuştuklarında ise derinlemesine konuşurlar
Hani böyle arkadaş gruplarında genel anlamda sessiz sakin insanoğlu vardır. Nadiren konuşurlar ama mevzuştuklarında da sağlam mevzuşurlar. Anlattıkları şeyler size inandırıcı gelir. Çünkü bildikleri ve kararlı oldukları bir mevzuda konuşuyorlardır. Öyle boş laf yapmayı hiç sevmezler.
Her konuyu bilmezler, bir iki konu bilirler ama uzmanı olmuşlardır.
“Çoğu içe dönük insan, bir mevzuda her şeyi bilene kadar yeterince şey bilmediğini düşünür.”
― Marti Olsen Laney
Öyle her konuya merak salmazlar. Bir iki ilgi alanları vardır ve hep bu konularda araştırma yaparlar. Uzman olana kadar… şu sebeple devamlı kitaplar ve internet ile iç içe olurlar.
On dinler bir konuşurlar
Bir konu hakkında yorum yapmadan önce herkesi dinlerler. İyi birer dinleyicilerdir. İnsanların sözlerini kesmezler. Saçma konuşuyor olsalar bile dinlerler. Hep dinlerler…
Sağlam risk analizleri yaparlar. Enine boyuna düşünürler.
İçe dönük olmalarının verdiği en belirgin özelliklerindendir. Hep temkinli olurlar. Bu özellikleri de onlara vakalara bir çok açıdan bakabilmeyi ve bu sayede olabilecekleri öngörebilirler.
Kimseye çaktırmadan problemlerini çözüverirler.
İnsanlarla pek konuşmadıklarından dolayı, kendi işlerini kendileri halletmekte uzman olmuşlardır. Risklerini iyi hesaplarlar ve ona gore uygulamaya koyar, kimselere çaktırmadan işlerini hallederler. Aslına bakarsak bu açıdan her dışa dönük bir insanoğlunun bir içe dönük arkadaşı olması ona avantaj sağlar.
Özgürlüklerinin kısıtlanmasını istemezler.
Aslında hepimiz bunu istiyoruz. Her türden insan özgür olmak ister. Fakat bu insanoğluın özgürlük anlayışları birazcık değişikdır. Kitap okumak istediklerinde, kitap okumalıdırlar. Dostlarla beyazperdeye gitmek mi, kitap okumak mı deseniz şüphesiz kitap okumayı seçerler. Onlar için özgür olmak sadece olmak diyebiliriz. Sadece demeyelim de bireysellik diyelim. Bu düşüncelerinden dolayı birer yardımcıya yada izleyiciye ihtiyaç duymazlar ve istemezlerde…
Devamlı soru sorar, sürekli düşünürler
İçinde bulundukları ortamı, çevresini ve kendisi devamlı sorgulamaya meyillidirler. Onlar için gerçek yol dışarıya değil içeriye giden yoldur. şu demek oluyor ki kendisini anlamaya giden yoldur. Hem bireysek hemde toplumsal konularsa çok düşünürler. Aslına bakarsak her şeyi düşünürler ve hep düşünürler…
Şöyle baktığımızda dışa dönük olmayı dilemek yerine birazcık daha içe dönük olmayı dilemek gerekiyor.
Kendini idrak etmek, insanı anlamaktır. İnsanı idrak etmek, dünyayı anlamaktır. Dünyayı idrak etmek gerçek bir insan olmaktır. (Bu da benden felsefi bir fikir olsun. :)
Diğer yazılarımızda görüşmek üzere dostlar. Sağlıcakla ve takipte kalın..
Felsefi Şeyler kategorisindeki diğer yazılarım için tıklayın.