Kızılderililerden Modern Hayatı Sorgulatacak 10 Söz.. Kızılderililer. Bizlerin hep merak ettiği insanlardır. Minimumından ben gerçek bir kızılderili kabilesi görmek istemişimdir. Doğa ile iç içe olan ve teknolojiden uzak olan bu insanoğlu, acaba gerçektende bir çok insanoğlunun düşündüğü benzer biçimde ilkel mi? Ya aslına bakarsak hepimiz ilkel bir hayat yaşıyorsak? Yada aslına bakarsak ilkel bir hayat gerçek bir hayatsa?…
Kızılderililerden Modern Hayatı Sorgulatacak 10 Söz
Stonley Kızılderililer kabilesinden, 1871 yılında doğmuş olan ve Yürüyen Boğa olarak bilinen Tatanga engel, 87 yaşlarında iken kızılderililerin temsilcisi olarak Kanada tarafından bir dünya turuna çıkartılmıştır.
Tatanga mani, Londra’da yaptığı konuşmasında kızılderililerin tabiat ile olan ilişkisini şu sözlerle anlatmıştır;
“Dağlar zaman ve her çağda yaptığınız taş binalardan çok daha güzeldir. Şehirlerdeki yaşam suni bir hayattır. Şehirlerde insanlar ayaklarının altında toprağı hissedemiyor tabiat ile bağ kuramıyor, saksıdakiler dışında bitkilerin büyümesine şahitlik edemiyor, gökyüzündeki yıldızları bile caddelerdeki ışıklardan dolayı göremiyorlar.”
Doğaya olan saygıları herkes tarafınca bilinen kızılderililerin modern yaşamı sorgulatan düşünceleri ise şu şekilde:
1 – “Haiz olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanoğlu, zenginlerin bozabileceği fakat yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zengin insanlar kendilerini daha zengin yapmak için yoksullarla güçsüzlerden çeşitli vergiler alıyorlar. Bizim annemizin yani ayaklarımızın altındaki toprağın, kendilerine ait olduğunu söyleyip duruyorlar, çevrelerindeki komşularını engeller ve çitler yaparak kendilerinden uzak tutuyorlar; doğayı ve toprağı binaları ve öteki çöpleri ile çirkinleştiriyorlar. Bu millet, bahar mevsiminde yatağından tasan ve yoluna çıkan her şeyi bertaraf eden bir nehire benziyor.”
2- “Ağaçların konuştuğunu bilir miydiniz? Evet, konuşurlar. Birbirleriyle konuşurlar, kulak verirseniz sizinle de konuşacaklardır.”
3 – “Asıl mesele sizin dinlememeniz, doğayı, ağaçları…”
4 – “Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman ağaçları kesmemiz gerekirse, önce o ağaçlara tütün ikramında bulunuruz. Odununu asla ziyan etmeyiz, lazım olmasıyla birlikte keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın öteki tüm ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.”
5 – “Eğer insanlar başka insanlar için bir iyilik yaparsa dünyada bir şeylere ihtiyaç duyan içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şu an bu şekilde bir anane yok fakat olacağına inanıyorum, insanoğlu bu yolu öğrenecekler.”
6 – “İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.”
7 – “Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı. Hepimiz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.”
8 – “Yapmamız gereken, her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yine kurulacaktır.”
9 – “Barış ve mutluluk her anda mevcuttur. Barış ve mutluluk her adımdadır. Ruhun meseleleri için siyasal çözümler yoktur.”
10 – “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey bulunduğunu anlayacak. Şükredecek bir şey bulamıyorsan içindeki kusuru ara.”
Doğaya hasretiz
Her ne kadar teknoloji içinde yaşıyor olsak ve bu teknoloji hayatımı bir çok açıdan kolaylaştırıyor olsa da, benliğimiz toprağa yakın olmaktan yana. Teknoloji içerisinde yaşayan her fert, içlerinde bir yerlerde toprağa özlem duymaktadır. Toprağa basmak, onu hissetmek ve ona dokunmak istemektedir. Bir çoğumuzda teknolojiden, medeniyetten uzakta kafamızı dinleme hayalleri kurarız ki bu benliğimizin toprağa olan hasretindendir. Şu sözlere baktığımızda o denli güzel o denli doğru geliyorlar ki, onlar mı ilkel bizler mi ilkeliz kestiremiyoruz. Bana soracak olursanız biz ilkel insanoğluız.
Ne demişti, Kızılderililer ‘den Yürüyen Boğa Tatanga Mani
“Haiz olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanoğlu, zenginlerin bozabileceği fakat yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zengin insanlar kendilerini daha zengin yapmak için yoksullarla güçsüzlerden çeşitli vergiler alıyorlar. Bizim annemizin yani ayaklarımızın altındaki toprağın, kendilerine ait olduğunu söyleyip duruyorlar, çevrelerindeki komşularını engeller ve çitler yaparak kendilerinden uzak tutuyorlar; doğayı ve toprağı binaları ve öteki çöpleri ile çirkinleştiriyorlar. Bu millet, bahar mevsiminde yatağından tasan ve yoluna çıkan her şeyi bertaraf eden bir nehire benziyor.”
Kızılderililerden Modern Hayatı Sorgulatacak 10 Söz yazımızda bu kadar dostlar. Diğer yazılarımızda görüşmek üzere.
Diğer Felsefi şeyler konulu yazılarım için tıklayabilirsiniz.
Sağlıcakla, doğa ile birlikte kalın… ;)
Useful information. Lucky me I found your site by accident, and I am shocked why this twist of fate did not came about in advance! I bookmarked it.